Çarşamba, Aralık 09, 2009

ÇEKTE YENİ DÜZENLEME

ÇEKTE YENİ DÜZENLEME

Kaynakça:

http://www.dunyagazetesi.com.tr/haber.asp?id=70072&cDate... (03.12.2009)
http://www.dunyagazetesi.com.tr/haber.asp?id=70217&cDate... (04.12.2009)

Çek Kanunu Tasarısı, TBMM Adalet Komisyonu'nda kabul edildi.

Tasarının kabul edilen maddelerine göre:

Tarihinden önce ibraz edilen çekin karşılığının ödenmemesi halinde hukuki takip yapılamayacak.
Bankalar, önce çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını kontrol edecek, ayrıca kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterecek.

Bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenlerin yasaklılık durumuna ilişkin adli sicil kayıtlarını, açık kimliklerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya sürücü belgesi örneklerini, yerleşim yeri belgelerini, vergi kimlik numaralarını, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını, esnaf ve sanatkar olanların ise esnaf ve sanatkar sicili kayıtlarını almak ve çek hesabının kapatılması halinde bunları, hesabın kapatıldığı tarihten itibaren 10 yıl süreyle saklayacak. Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler, bankaya kendileri ile ilgili olarak Türkiye'de bir adres bildirmek zorunda olacak.

Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması halinde, çek düzenleyenin bankaca bilinen adresleri talebi halinde hamiline verilecek.

Çek hesabı ilgilinin, vekilin veya yasal temsilcisinin imzası olmadan açılamayacak.

Çek hesabı açılmasını veya mevcut çek hesabından çek defteri verilmesini isteyen kişi, her defasında tacir veya esnaf ve sanatkar olup olmadığını, kendisi hakkında yasak bulunmadığını bankaya yazılı olarak beyan edecek.
Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı bulunan gerçek kişinin, yönetim organında görev yaptığı, temsilcisi veya imza yetkilisi olduğu tüzel kişiye çek defteri verilmeyecek.

Tacir olan ve tacir olmayan kişilere verilecek çekler ile hamiline düzenlenecek çekler, açıkça ayırt edilebilecek biçimde bastırılacak. Bu çeklere ilişkin işlemlerin işlendiği ayrı çek hesapları açılacak ve hamiline düzenlenecek çeklerin yapraklarında "hamiline" ibaresi matbu olarak yer alacak.

Karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu bankaya ibraz edildiğinde hamilin vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenecek.

Çek hesabı, ancak sahibinin veya yasal temsilcisinin yazılı talebi ya da mevduat veya katılım fonu zaman aşımı süresinin dolması üzerine kapatılacak.

"Karşılıksızdır" işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılacak.

Banka, karşılıksız çıkan her bir çek yaprağı ile ilgili olarak ödemekle yükümlü olduğu miktarı, ancak ibraz eden hamile talep ettiği takdirde ödeyecek. Buna göre, banka, hamile, talep ettiği takdirde süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için; karşılığının hiç bulunmaması halinde, çek bedeli bin lira veya üzerinde ise bin lira, bu tutarın altındaysa çek bedelini ödeyecek.

Karşılığının kısmen bulunması halindeyse banka, çek bedeli bin lira veya altındaysa, çek bedelini aşmamak koşuluyla kısmi karşılığı bin liraya tamamlayacak bir miktarı; çek bedelinin bin liradan fazla olması halinde çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmi karşılığa ilave olarak bin lira ödemekle yükümlü olacak.

Hamilin talepte bulunması halinde, "karşılıksızdır" işlemi, çekin arka yüzüne tahsil için bankaya ibraz edildiği tarih, hesap durumu, bankanın yükümlülüğü çerçevesinde ödediği miktar ve ibraz eden gerçek kişinin adı ve soyadı yazılmak, bu kişinin tüzel kişi adına bedeli tahsil etmesi halinde bu belirtilmek ve kişi ile birlikte banka yetkilisi tarafından imzalanmak suretiyle yapılacak. Banka tarafından ödenen miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan tutar açıkça belirtilecek. Hamilin imzalamaktan kaçınması halinde, "karşılıksızdır" işlemi yapılmayacak.
Kısmi ödeme kabul edilmiş olsun veya olmasın, çekin tamamen veya kısmen karşılıksız çıkması halinde, "karşılıksızdır" işlemi yapıldıktan sonra ön ve arka yüzün fotokopisi çekilerek bankada saklanacak ve çek hamile geri verilecek.

Banka; çekin karşılığının hesapta bulunmamasına rağmen hamiline ödenmesinin geciktirilmesi, kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın hamile ödenmesinin geciktirilmesi hallerinde çek hamiline, her geçen gün için binde 3 gecikme cezası ödeyecek.

Üzerindeki tarihten önce ibraz edilen çekin karşılığının kısmen veya tamamen ödenmemiş olması halinde, bu çekle ilgili olarak hukuki takip yapılamayacak. İleri tarihli çekle ilgili olarak hukuki takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve "karşılıksızdır" işlemine tabi tutulması şart olacak.

Tarafların anlaşması halinde mahkum olanların cezasının infazı ertelenebilecek veya durdurulabilecek.

Varılan anlaşmanın Cumhuriyet başsavcılığına veya mahkemeye verilmesi halinde, anlaşmada öngörülen süre kadar soruşturma veya kovuşturma durdurulacak.

Bilgi edinmeniz rica olunur.

Av. Ulya Selçuk

Pazartesi, Aralık 07, 2009

Kart aidatını geri almanın 5 yolu

Kart aidatını geri almanın 5 yolu



Kredi kartı aidatları tüketiciyi bezdiriyor. Oysa aidattan kurtulmanın pratik 5 yolu var
07 Aralık 2009 Pazartesi 07:46
Yaklaşan yılbaşı nedeniyle bugünlerde yeniden gündeme gelen kredi kartı aidatları tüketiciyi bezdiriyor. Oysa aidattan kurtulmanın pratik 5 yolu var

Yıl sonunun gelmesi ile birlikte milyonlarca kredi kartı kullanıcısının kabusu haline gelen 'kredi kartı aidatı' çilesi yeniden başladı. Birçok banka, yıllık kredi kartı aidat bedellerini müşterilerine göndermeye başladı.

Tüketiciler de, 5 ile 70 lira arasında değişen kredi kartı aidatını ödemek istemiyor. Kredi kartı aidatı konusunda ise BDDK ve Sanayi Bakanlığı'na adeta şikayet yağıyor. Bu nedenle, kredi kartı aidatlarının geri almanın veya kredi kartı aidatını ödemenin yollarını sizler için araştırdık. İşte, tüketicilerin başvurduğu ve başarılı olduğu kredi kartı aidatını geri almanın beş yolu:

• Kredi kartı aidatınızla ilgili olarak, her il ve ilçede kaymakamlık binası içinde bulunan Hakem Heyeti'ne başvuruda bulunabilirsiniz. Bunun için, borç ekstrenizin size ulaşma tarihi itibariyle üç ay içinde dilekçenizi vermeniz gerekiyor.

• Kredi kartınızı aldığınız bankanın şubesine giderek, kredi kartı sözleşmenizin yenilenmesini isteyebilirsiniz. Yeni sözleşmede, kredi kartı aidatı bedelinin iptal edilmesini şart koşabilirsiniz.

• Kredi kartı aidatının alınmasını önlemek için, bankanızla “harcama anlaşması” yapabilirsiniz. Birçok banka, belirli miktarda harcama taahhüdünde bulunan müşterilerinden kredi kartı aidatı almıyor.

• Kredi kartı aidatını ödemek istemiyorsanız, her yıl kredi kartınızın türünü değiştirebilirsiniz. Bankalar, kredi kartlarından ilk yıl aidat almıyor. Dolaysıyla her yıl, kartınızı bir yıl kullandığınız için aidat ödeme zorunluluğunuz olmayacak.

• Eğer tüm bunlarla uğraşmak istemiyorsanız, kredi kartınızı iptal ettirin. Kredi kartı borçlarınızı düzenli ödüyorsanız, banka sizi kaybetmek istemeyecektir. Kredi kartı aidatınız da tahsil edildiyse size iade edilecektir.

Hüseyin Özay/Star

Çarşamba, Aralık 02, 2009

Kendinize Olan Güveninizi Nasıl Arttırırsınız?

Yaşamda herhangi bir amaca ulaşmak için, başarılı olacağınıza inanmanız gerekir. Bunu yapmazsanız, büyük ihtimalle başarısız olursunuz. Amaçlarınızın her biri için, ta kalbinizin derinliklerinde, bunları başaracağınıza gerçekten inanıyor musunuz? Herhangi biri için yanıtınız hayırsa, aşağıdaki 9 adımlık süreç, bu inancı geliştirmenize ve hedefinize ulaşmak üzere, kendinize güveniniz tam olarak dev adımlarla ilerlemenize yardımcı olacaktır.

Sonucun İmkan Dahilinde Olduğundan Emin Olun: Belki de bir başkası bu hedefe ulaştı ya da benzeri bir başarı elde etti. Farklı bir şık olarak, bu işin yapılabileceği konusunda içiniz rahat olsun.

Sonucun Sizin Sayenizde Mümkün Olduğuna İnanın: Hedeflere ulaşma kabiliyetimiz konusunda genellikle sınırlayıcı inançlarımız vardır. Sizi sınırlayan inançlarınızı kontrol etmek ve bunlar için önlem almak önemlidir. Amacınız, hedefin yalnızca mümkün olduğunu değil, sizin sayenizde mümkün olduğunu hissetmektir.

Sonuca Ulaşmayı Gerçekten İsteyin: Bir hedefe ulaşmayı ne kadar çok istersek, ona ulaşmak için üzerinden atlayacağımız engeller de o kadar büyük olur ve sonuçta, kendimize olan inancımız da o ölçüde artar. Gerçekten istediğiniz bir hedefi seçin ve hedefinize ulaştığınız takdirde elde edeceğiniz temel değerleri anlamaya çalışın.

Sonucu Hak Ettiğinize İnanın: Pek çok insan, içten içe, başarıyı hak etmediğine inanır. Harekete geçmeye çalıştıklarında, bu inanç onları kısıtlar; motivasyonlarını kaybederler ve başarısız olurlar. Unutmayın, hedefinize doğru tutarlı bir biçimde çalışırsanız, elde ettiğiniz tüm başarıları hak edersiniz.

Hedefinize Ulaşmak, Sahip Olduğunuz Diğer İnanç ya da Değerler İle Çelişmemelidir: Bir girişimci, bir yandan milyonlar kazanmak isterken, diğer yandan çok parası olan insanların açgözlü olduklarına inanabilir. Hedefiniz, diğer inanç ve değerleriniz ile örtüşmüyorsa, bilinçaltınız, bu hedefe ulaşıp ulaşmamanız konusunda şüphe duymanıza yol açarak sizi engelleyebilir. Herhangi bir çelişen inancı ve değeri anlamak ve uzlaştırmak, bütün varlığınızın desteğini alarak hedefe doğru ilerlemenizi sağlar.

Bir Plan Yapın: Araştırmaya ve plan yapmaya zaman ayırmak, hedefinize nasıl ulaşacağınızı açıkça görmenizi sağlar. Plan ne kadar iyiyse, hedefin ulaşılabilirliği konusunda kendinize olan güveniniz de o kadar artar.

Plandaki Her Adımı Atabileceğinize İnanın: Nihai hedefler genellikle öyle büyük ve uzak görünür ki bunaltıcı bir hal alır. Hedefinize ulaşmak, en basit anlatımla başarılabilir küçük adımlar atmak demektir. Planınızdaki her adımın üstesinden gelebileceğinize emin olmak, nihai hedefinizi de başarabileceğiniz anlamına gelir.

Planın Adımlarını Gerçekleştirebileceğinize İnanın: Gerçekleştirebileceğiniz bir planınızın olması, bunu yapacağınız anlamına gelmez. Genellikle bu planın uyması gereken başka taahhütlerimiz ve sınırlamalarımız olur. Bu nedenle, planınızdaki adımları atmaktan sizi alıkoyabilecek engelleri düşünmeli ve bu konuda çalışmalısınız. Daha sonra, ne olursa olsun, planınızı yaşama geçirmek için çabalamalısınız.

Hedefinize Ulaşma İhtimalinizin Olduğuna İnanın: Hedefinize ulaşma ihtimalinin yüzde 80’in üzerinde olduğuna inanmayı amaçlamalısınız. Gözünüzde nihai hedefinize ulaştığınızı canlandırmak ve sahip olduğunuz son şüpheleri de ortadan kaldırmak, başarılı olacağınıza inanarak harekete geçmenizi sağlayacaktır.

Kaynak: Nick Best

Cumartesi, Kasım 14, 2009

DÜNYANIN EN ÇOK KAZANAN ADAMININ SIRRI

DÜNYANIN EN ÇOK KAZANAN ADAMININ SIRRI
Dünyanın en zengin ikinci adamı, ABD’li yatırımcı Warren Buffett’ın dolar milyarderliğine giden yoldaki sırları açığa çıktı. İngiliz yayın kurumu BBC, ’Dünyanın En Çok Kazanan Adamı’ adı altında ünlü yatırımcının profilini çıkardı.

Warren Buffett, ABD’nin ünlü Forbes dergisine göre, 40 milyar dolara sahip.
Önceki yıl dünyanın en zengin adamı olan Buffett, bir yılda 10 milyar dolar kaybederek yerini yakın arkadaşı Microsoft kurucusu Bill Gates’e kaptırdı. Ancak Buffett’in yatırım dünyasındaki ’bilge’ konumu değişmedi.
ABD’nin ortalarında yer alan Nebraska eyaletinin Omaha kentinde kendi halinde bir yaşam süren Buffett’ın adı, yatırım felsefesine olan ilgisi nedeniyle Omaha Kahini’ne çıktı.

İşe 1962’de tekstil fabrikası Berkshire Hathaway hisseleri alarak başlayan Buffett, daha sonraki yıllarda Geico, Dairy Queen, Coca - Cola ve Goldman Sachs yatırımlarıyla bugünkü durumuna ulaştı. Yıllar içinde Buffett’ın
takip ettiği ilkeler ise değişmedi.

Ofisinde bilgisayar bulundurmayan Buffett, bir yatırım için ince hesaplar gerekiyorsa, o yatırımın pek de iyi olmayacağı görüşünde. Buffett’ın yıllardır takip ettiği ilkeler BBC tarafından derlendi.

Buffett’in altın kuralları

- Kural 1: Hiçbir zaman para kaybetme. Kural 2: Kural 1’i hiçbir zaman unutma.
- Başkaları açgözlü olduğu zaman kork. Başkaları korktuğu zaman açgözlü ol.
- Orta karar bir firmayı harika bir fiyata almaktansa, harika bir firmayı orta karar bir fiyata almak çok daha iyidir.
- Çorap da hisse de olsa, kaliteli malı fiyatı düşünce almayı severim.
- Ün kazanmak bir ömür sürer, onu yerle bir etmek ise 5 dakika.
- Krizde nakitle cesaret birleşirse buna paha biçilemez.
- Anlayamadığınız bir işe hiçbir zaman yatırım yapmayın.
- Bir şeye 10 yıl boyunca sahip olmaktan mutlu değilseniz, 10 dakika bile elinizde tutmayın.
- İnsanların açgözlülük, korku veya ahmaklıkla hareket etmesi beklenir.
Ancak hangisinin diğerlerinden önce geleceği bilinmez.

Çarşamba, Ekim 14, 2009

EN HIZLI BÜYÜYEN 10 ŞİRKETİN SIRRI

EN HIZLI BÜYÜYEN 10 ŞİRKETİN SIRRI
Geçen yıl bu 100 şirketten en büyük ciroyu 6,8 milyar dolar ile Turkcell yaparken, bunu 4,6 milyar dolar ile Sarkuysan, 3,6 milyar dolar ile Oyak-Renault izledi.

CNBC-e Business, 3 bin 500 şirketin son 10 yıllık performansını inceledi ve 100 milyon dolar ve üstü ciroya sahip 547 şirket arasından Türkiye’nin büyüme rekortmeni 100 şirketi tespit etti.

Araştırmaya göre, ’en istikrarlı 100’ diye ifade edilen bu şirketlerin son 10 yılda ciroları 8 kat artarak, geçen yıl 72,3 milyar dolara ulaştı. Oysa bu şirketlerin bundan sadece 10 yıl önce 8,9 milyar dolar seviyesinde bulunuyordu.

Bu 100 şirketin 43’ü cirosunu ortalamanın üzerinde artırmayı başarırken, 19’u ise 1 milyar dolar ciro barajını geçerek milyar dolarlıklar kulübüne adını yazdırdı.

Son 10 yılın büyüme şampiyonu, milyar dolarlık şirketler kulübüne adım atmak üzere olan Goldaş, 1998’den beri cirosunu dolar bazında tam 56 kat artırmayı başarırken, bunu 52 katlık artışla teknoloji perakendecisi Bimeks takip etti.

METAL VE DÖKÜM İŞLEME LİDER SEKTÖR

Araştırma sonucuna göre, en hızlı büyüyen sektör metal ve döküm işleme oldu. 2003-2008 arasında yaşanan küresel ekonomideki bahar havasıyla birlikte ana sanayi kollarının en önemli hammadde tedarikçisi konumundaki metal ve döküm işleme sektörü hızla büyüdü. Bu durum büyüme şampiyonları listesinde de yansımasını buldu. En hızlı büyüyen 100 şirketin 31’i metal ve döküm işleme sektöründe faaliyet gösterirken, bu listede yer alan 31 metal ve döküm işleme kuruluşunun 11’i son bir yılda cirosunu yüzde 50’nin üzerinde artırdı.

İkinci sıradaki sektör ise 15 şirketle gıda oldu. Üçüncü sırada 11 şirketle bilgi teknolojileri sektörü yer alırken, son 10 yılın parlayan yıldızı otomotiv küresel mali krizin önemli etkisiyle ancak 8 şirketle dördüncü sırada yer alabildi. Kimya ile petrol ve petrol türevleri ise listede beşer şirketle yer alarak beşinci sırayı paylaştılar.

EN HIZLI BÜYÜYEN İLK 10 FİRMANIN BAŞARI SIRLARI

Araştırmada en hızlı büyüyen ilk 10 firmanın başarı sırları şöyle sıralandı:

’GOLDAŞ: Özellikle 2000 yılından itibaren markalaşmaya ağırlık verdi. Gold Chip Gold markasıyla altını, D’sign markasıyla ise gümüşü, marketlerde hatta akaryakıt istasyonlarında bile satılır hale getirdi.

BİMEKS: Diğer firmalar, daha çok talep gören masaüstü bilgisayarlarla uğraşırken dizüstü bilgisayarlara ağırlık vererek geleceğe yatırım yaptı. İki büyük zincirin piyasadan çekilmesini, hızla yayılarak fırsata çevirdi.

PENTA BİLGİSAYAR: Pratik mühendislik çözümleriyle fark yarattı. 1997 yılında sektörde fiyat ve ürün listeleri faks kağıtlarında basılıyken Bayinet adıyla Türkiye’nin ilk B2B sitesini kurdular.

AUTOLIV CANKOR: Romanya’daki yıllık 500 bin adetlik direksiyon simidi üretimi Türkiye’ye kaydırılınca Autoliv Cankor 2001 krizinin etkilerini rahatlıkla silerek ciro hedefini yakalamakta zorlanmadı.

DATAGATE BİLGİSAYAR: En büyük rakibi Karma pazardan çekildiği sıralarda Index’e satılan Datagate önce dış kaynak kullanımıyla maliyetleri üçte birine düşürdü. Önemli markalarla art arda yaptığı anlaşmalarla ürün gamını, yeni satış noktalarıyla dağıtım ağını genişletti. Sonuç hızlı büyüme oldu.

TEZCAN GALVANİZLİ YAPI ELEMANLARI: Yassı çeliği sıcak şekilde daldırıp galvanizle kaplamaya başladı ve korozyon sorununu ortadan kaldırdı. Galvanizli sacın otomobillerde kullanılmaya başlaması da buna eklenince Tezcan Galvaniz işlerini hızla büyüttü. Kocaeli’ne kurduğu yeni tesisle lojistik avantajı sağladı.

ENERJİSA: Avrupalı enerji devi Verbund’la ortaklığa gittikten sonra mevcut kurulu gücü en az 5 bin megawatta çıkarma stratejisi doğrultusunda yatırımları hızlandırdı. Başkent Elektrik Dağıtımı satın alması ciro artışı sürecine ivme kattı. İnşa halindeki projeler devreye girdikçe cirosunun çok daha hızlı şekilde artması bekleniyor.

DATATEKNİK: Zaman zaman adı Exper markasıyla özdeşleşmiş görünse de şirketin asıl başarı sırrı, sistem entegrasyonundaki başarısı. Güçlü bir sistem entegratörü haline gelmesini aldığı kamu ihalelerine borçlu. Türk Telekomu en büyük müşterisi haline getirmesi de büyümeyi iyice hızlandırdı.

TURKCELL: İletişim sektörü son 10 yılda büyük yol kat etti. Her türlü krize rağmen teknoloji dünyasındaki yeniliklerin ardı arkası kesilmedi. Sektörü domine eden oyuncu unvanına da sahip olan Turkcell, bunun ödülünü abone ve ciro artışındaki süreklilikle almayı başardı.

AKDENİZ KİMYA: PVC katkı malzemeleri ve metal sabunları gibi endüstriyel kimyasallar üreten Akdeniz Kimya, PVC’nin kullanım alanında son 10 yılda yaşanan genişleme sayesinde hızlı bir ciro artışı sağladı. Kurduğu Ar-Ge departmanının getirdiği ’müşteriye özel’ üretim imkanları da bu artışa önemli role sahip oldu.’

Kaynak : www.patronlardunyasi.com

Salı, Ağustos 04, 2009

Ev Almanın Püf Noktaları!

Konut almayı düşünenler dikkat! Yeni evinize taşınmak isterken başına yeni dertler açmayın... Konut alırken 'zede' olmayın...

Konut alırken insanların hevesli, heyecanlı olduğunu ve sözleşmelerin detaylarına inmeyi unuttuklarını ifade eden avukat Recep Akyıldız "Güven unsuru çok önemli. Ancak hukuki olarak kendini garantiye almak için tüketicilerin hassas olması gereken küçük ayrıntılar var. Çok iyi bir araştırma ön şart" dedi...

Araştırmalara göre Türk halkının en büyük hayali kendi evinin sahibi olmak. Yılda 600 bin evlilik yapıldığını göz önüne alan gayrimenkul şirketleri yenilenen projelerle birlikte yıllık konut ihtiyacını da 600 bin olarak belirliyor. Dolayısıyla konut her zaman en gözde bir yatırım aracı olduğu kadar, Türk toplumunda en çok talep edilen ürünlerden biri.

Orta halli bir ailenin ömrü boyunca yapacağı en pahalı yatırım olan konut alışverişindeki riskleri araştıran BUGÜN, hukuki, ticari ve güvenlik açısından konut almanın püf noktalarını derledi. Gayrimenkul davaları konusunda uzmanlığı ile tanınan avukat Recep Akyıldız, konut alırken heves ve heyecana kapılan tüketicinin, sözleşmenin detayları ya da şekli konusundaki detayları fark etmediğine dikkat çekti.

Doğru hareket ederek üç taraf da kazanabilir

Akyıldız "Siz o anda çok hayırlı bir iş yapıyorsunuz, karşınızdaki kişiler de her zaman kötü niyetli değiller. Bir heyecan, heves içinde ve güvendiğiniz bir kişiyle çok kolaylıkla sonuçlarını kestiremediğiniz kağıtlara imza atabilirsiniz ya da sözleşmenizin hukuki olarak hiçbir geçerliliği olmayabilir" dedi.

Konut imalatının arsa sahibi, müteahhit firma ve tüketicinin her üçünün de düzgün ve mantıklı davranmasıyla üç tarafında kazanacağını ifade eden Akyıldız, "Bu arada olası riskleri azaltmak için danışman hizmeti almaktan çekinmeyin. Hayatınızın en pahalı yatırımını yaparken danışman ya da avukata bin-iki bin lira ödemekten çekinmeyin" dedi.

Tapuyu alırken ipotek koydurun

Bu tip problemlerle karşılaşmamak için en iyisi, kat irtifakı aşamasında müteahhitin tapuyu vermesi, fakat alıcının taksitlerini ödeyememesi ihtimaline karşılık tapuya ipotek koydurması. Böylece, sizin daha inşaatın başında elinizde bir tapu oluyor. Ödemelerinizi düzenli yaparsanız ipotek kalkıyor.

Eğer kat irtifakı tapusu yoksa arsa payı alınabilir. Ama elinizde böyle bir belge yoksa, müteahhit bittikten sonra başkasına ikinci kez satıyor veya müteahhitin borcundan dolayı banka el koyuyor. Siz elinizde noter belgesiyle geliyorsunuz ama tapuda bir kayıt var mı? Yok.

Arsayı peyderpey devredin

Müteahhite kat karşılığı verilen arsalarda, önceden bir sözleşme yapılarak inşaatın ilerlemesine paralel olarak tapu belli oranlarda müteahhite devredilebilir. Çünkü onun da satış yapabilmek için tapuya ihtiyacı var. Diyelim birinci kat bitince yüzde 10, ikinci kat bitince bir yüzde 10 daha gibi bir miktarda tapu devri yapılabilir. Böylece taraflar riski paylaşmış olurlar, ayrıca inşaatın bitmesini de teşvik etmiş olurlar.

Vergi kaçağına ortak olmayın

Tapuda alım satımın düşük gösterilmesi nedeniyle daha sonra ver gi takibine uğrayabilirsiniz. O nedenle aldığınız fiyatı doğru bir biçimde bildirin.

Tapu kaydını gözünüzle görün kulağınızla bilgi alın

BUNLARI YAPMADAN KONUT ALMAYIN

Tüm alışverişlerde olduğu gibi emlak alışverişlerinde de riskler olduğunu, ancak yüksek paralar söz konusu olduğu için alıcının kendini olabildiğince garantiye alması gerektiğini belirten Akyıldız, en çok yapılan hataları ise şöyle özetledi:

Gayrimenkul alırken altın kural şu:

Konut alırken kendisi veya bu işten anlayan biri kesinlikle tapu dairesine gidip tapu kaydını kendi gözüyle görüp kulağıyla bilgi alması gerekir.

Aracı kullanmadan bu işi yapmalıdır, aracı da sadece avukat veya danışman olsun.

Satın alacakları yerin üzerinde herhangi bir haciz, ipotek, rehin olup olmadığını araştırsınlar. Bir sürü güzel bina görüyorsunuz ama tapusu yok ya da kat irtifakından kat mülkiyetine geçmemiş...

İmar durumu çok önemli. Bunları güzelce araştırmak gerekiyor.

Her ucuza aldanmayın

Bir firma size çok avantajlı koşullarla, düşük peşinat, düşük taksitlerle ev satıyor. Proje maliyeti hakkında bilgi edinin, Size teklif edilen fiyatlarla bu inşaattan gerçekten yapılıp, kâr edilebilir mi?

Bazen taksitler düşük olmasa bile firma başka alanlarda borçlu durumda olabilir, finansal yapısında sorun da olabilir. Her koşulda size konut yapmayı taahhüt eden firmanın mali yapısını araştırın. İnternetten dahi bakabilirler. Bağımsız denetleme kuruluşlarına araştırma yaptırabilir, sanayi ve ticaret odalarından sorabilir.

Maketten ya da topraktan konut alırken tapunun kimin üzerine olduğu çok önemli. Bazen taşeron firma satışı yapıyor, fakat tapu arsa sahibinin üzerine çıkıyor. Eğer arsa sahibi tapuyu vermemişse, tüketicinin müteahhitle noterde yaptığı satış vaadi sözleşmesi gene işe yaramıyor.

Arsa sahibi ile müteahhit kendi aralığında kat karşılığı anlaşması yapmışlar ama tapu hala arsa sahibinin üzerindeyse, siz anlaşmayı müteahhitle yapıyorsanız, hak iddia edemezsiniz. Tazminat davası açar paranızı istersiniz.

Bugün

Elektrikli otomobil bayiliği isteyenler...

CityEL Elektrikli Otomobil Türkiye Distribütörü tarafindan,
Türkiye Genelinde il Bölge bayiliği verilecektir!

- Adana, Icel, Osmaniye, Hatay, Gaziantep, Kilis, K.Maras.

- Ankara, Bolu, Eskisehir, Kirikkale, Corum.

- Bursa, Bilecik, Yalova, Balikesir, Kütahya, Canakkale.

- İstanbul Avrupa yakasi, Tekirdag, Edirne, Kriklareli.

- İstanbul Asya yakasi, Kocaeli, Düzce, Sakarya.

- İzmir, Manisa, Usak, Aydin, Mugla, Denizli, Burdur.

- Konya, Karaman, Aksaray, Isparta, Afyon.

- Kayseri, Nevsehir, Yozgat, Sivas, Nigde, Kirsehir.

- Karabük, Bolu, Cankiri, Zonguldak, Bartin, Kastamonu.

- Samsun, Sinop, Amasya, Ordu, Tokat.

- Trabzon, Gümüshane, Giresun, Rize, Bayburt, Rize, Artvin, Ardahan.

- Erzurum, Kars, Erzincan, Tunceli, Bingöl, Mus, Agri, Igdir.

- Diyarbakir, Elazig, Malatya, Adiyaman, Sanliurfa, Mardin, Batman, Siirt, Sirnak, Hakkari, Bitlis, Van.

- Kuzey Kibris




Alıntı Yapılan Metin:


Alıntı Yapılan Metin:









Firma: Immobilien Baron - CityEL Türkiye Distribütörü
Telefon: 0242 511 71 49
Faks: 0242 511 71 47
Cep: 0538 867 55 74
Web Sitesi: www.cityel.com.tr
E-Posta: info@cityel.com.tr
Vergi Sicil No: 9300094308
Yetkili Kisi: Ibrahim Yalcin

Yıllık İzin Nasıl Hesaplanır?

5 yıla kadar ücretli izin kaç gündür? İzin hakkından feragat edilir mi? Meslek gruplarına göre yıllık izin süreleri. Ali Tezel yazdı...

4857 sayılı İş Kanunu’nun 53’üncü maddesine göre; “İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.


İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;

a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara on dört günden,

b) Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara yirmi günden,

c) On beş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmi altı günden, az olamaz…”

54’üncü maddeye göre ise “…İşçinin gelecek izin hakları için geçmesi gereken bir yıllık hizmet süresi, bir önceki izin hakkının doğduğu günden başlayarak gelecek hizmet yılına doğru … hesaplanır.” Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği’nin 4’üncü maddesine göre ise “İş Kanunu’nun 53’üncü maddesinin birinci fıkrası ile 54’üncü maddesindeki esaslar ve 55’inci maddesindeki durumlar göz önünde tutularak her işçinin yıllık ücretli izne hak kazandığı tarih … yıllık ücretli izin kayıt belgesine yazılır…” Bunlara göre; yıllık izin hesabında o işyerinde ilk işe girilen tarihe göre yıllık dönemlerin tamamlanmasına dikkat edilir. Yani, 1 Temmuz 2006 başlangıcınıza göre işten çıkarılma tarihiniz 1 Temmuz 2009 gününden önce ise bir tam yıllık devreyi tamamlayamadığınızdan 2009 yılı için izin hakkınız olmaz. Değil altı ay, 11 ay, 29 günü tamamlayıp bir yılı tamamlamadan ayrılsanız o yıl için izin
hakkınız maalesef yok.

GAZETECİLERİN İZNİ FARKLI

5953 sayılı Basın-İş Kanunu gereğince gazeteciler de yıllık ücretli izin
kullanmaktadırlar. Kanun’un 21’inci maddesine göre; “Günlük bir mevkutede çalışan bir gazeteciye, en az bir yıl çalışmış olmak şartıyla, yılda dört hafta tam ücretli izin verilir. Gazetecilik mesleğindeki hizmeti on yıldan yukarı olan bir gazeteciye, altı hafta ücretli izin verilir. Gazetecinin kıdemi aynı gazetedeki hizmetine göre değil, meslekteki hizmet süresine göre hesaplanır.
Günlük olmayan mevkutelerde çalışan gazetecilere her altı aylık çalışma devresi için iki hafta ücretli izin verilir. Yıllık ücretli izinlerin hesabında bu Kanunun 1’inci maddesindeki “Gazeteci” tabirine girenlerin kıdemleri, iş akdinin devam etmiş veya fasılalarla yeniden inikat etmiş olmasına bakılmaksızın, gazetecilik mesleğine geçirdikleri hizmet süresi nazara alınmak suretiyle tesbit edilir.

İzin hakkından feragat edilemez

Günlük gazetelerde çalışanlara en az o gazetede bir yıl çalışmış olmak şartıyla yılda 4 hafta (28 gün) izin verilir. Ancak, gazetecilik mesleğinde 10 yılı doldurmuş olanlara ise o gazetede en az bir yıl çalışmış olmak şartıyla
altı hafta (42 gün) izin verilir. Gazetecilerin meslek kıdemi, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’ndeki deftere gazeteci (Gazeteci kütüğü) olarak ilk kez kaydedildikleri tarihten başlar ve arada boş geçen sürelerin hiçbir önemi yoktur. Haftalık, aylık, yıllık dergi ve gazetelerde çalışanların yıllık izni altışar aylık devrelerde ikişer hafta olarak verilir.

GAZETE HABERTÜRK - HT EKONOMİ

Pazartesi, Temmuz 20, 2009

Kredi Alırken Dikkat Edilecek 10 Nokta

Hayalinizdeki otomobile veya eve kavuşurken, ya da ihtiyaçlarınızı giderirken kapısını çaldığınız bankalardan daha az maliyetle ve daha uygun vade seçenekleri ile kredi kullanmak elinizde. Bunun için zaman ayırmak ve finansal risklerinizi iyi belirlemek gerekiyor. Tüm bunları yaparak ödeyeceğiniz faiz farkını azaltabilirsiniz...

Bireysel kredi pazarı her geçen yıl artıyor. Her gün birçok kişi hayalindeki evi, arabayı yada temel ihtiyaçlarını gidermek için bankaların kapısını çalıyor. Ancak bankaların kapısını çalan milyonlarca kişiden çok azı yaptığı anlaşmalarda ve aldığı kredilerde doğru seçimi gerçekleştiriyor. Oysa doğru seçim kredi kullanan kişiye daha yolun en başında daha az geri ödeme imkanı tanırken doğru seçilmemiş ve üzerinde araştırma yapılmadan alınmış krediler kredi kullanıcılarına pahalıya mal oluyor. Bankacılarda kredi seçiminde birçok kişinin yanlış yaptığını doğruluyor. En sık yapılan hata ise zamanlama. Kişi kredi seçiminde çoğu kez yanlış zamanlama yaparak ileriyi öngörmeden hareket ediyor. Son rakamlara göre Türkiye’de 8 milyon aile bireysel kredi borçlusu. Bunlardan 583 bin ailenin bankalara toplam 33 milyar YTL konut kredisi, 755 bin ailenin 6,1 milyar YTL’lik otomobil kredisi, 6 milyon 667 bin kişinin de 30 milyar 400 milyon YTL ihtiyaç kredisi kullanımı nedeniyle borçlu durumda olduğu görülüyor. Son iki yıllık süre içinde konut kredisinde yüzde 54.43, otomobil kredisinde yüzde 4.54’lük ferdi kredilerde ise yüzde 141.91’lik artış gözleniyor. Kredi talebinde özellikle konut kredisinde en yoğun artışın 2006-2007 yılları olduğu gözleniyor. 2008 yılına geldiğinde ise tüketici kredilerinde yılın ilk altı ayında yüzde 14.13, konut kredilerinde yüzde 22.30 ve araç kredilerinde yüzde 1.92’lik artış dikkati çekiyor. Uzmanlar siyasi ve ekonomik belirsizliklerin ortadan kalkması ve faizlerin aşağı inmesi durumunda konut kredilerinde yeniden talep yaşanacağını dile getiriyor. Bizde bu gerçekten yola çıkarak bireysel kredi kullanmaya karar veren tüketiciler için işin uzmanlarından kredi kullanırken dikkat etmeleri gereken ipuçlarını derledik. İşte uzmanlardan kredi kullanacak tüketiciler için riskleri azaltacak küçük ama parasal geri dönüşümü büyük 10 ipucu\’85.

1-Planlamayı İyi Yapın
Krediyi niçin kullanacağınız çok önemli. Kredi çekmeye karar verdiğinizde krediye ödeyeceğiniz faiz ile çektiğiniz kredinin size sağlayacağı fayda arasında tam bir denge oluşturun. Eğer krediyi işinizi büyütmek için kullanıyorsanız işinizi büyütmek üzere alacağınız ve sonrasında yapacağınız yatırımın geri dönüş hesabı çok önemli. Fizibilitesi doğru yapılmamış bir yatırım planı sizi hem madden hem de manen zor durumlara sokabilir. Ama fizibilitesini doğru yaptığınız bir iş için kredi kullanıyorsanız bu durumda karlı bile olabilirsiniz. Diyelim ki işinizi büyütmek için 100 bin YTL’ye ihtiyacınız var. 100 bin YTL’nin yaptığınız fizibilite sonrasında size geri dönüşü 3 yıl içinde 250 bin YTL. Bu durumda 3 yıllık kredi çektiğinizde faizli bakiyesi toplamda 250 bin YTL’nin altında olan her turumda siz karlısınız. Ancak planlarınızı doğru yapmadığınızda çektiğiniz kredi kullanmayı ve fayda sağlamayı düşündüğünüz durumun aksinde bir tablo ile karşılaşmanızı sağlar. Aynı durum konut edinmek ve ihtiyaç kredileri içinde geçerli. Alacağınız konutta kiracıysanız ödediğiniz aylık kira geliri ve satın alacağınız evin ilerideki prim potansiyeli önemli. Yine tüketici kredilerinde şu an için ihtiyaç duyduğunuz krediyi çekmek size mutlaka planladığınız süre içinde fayda sağlamalı. Eğer borcunuz varsa ve çekeceğiniz kredi ödeyeceğiniz borcun faizinden daha azsa karlısınız. Tüm bu örnekleri siz de kendi içinizde çoğaltabilir ve kendinize uyarlayabilirsiniz. Unutmayın ki daha yolun başında gerçekten bu krediye ihtiyacınız olup olmadığını ve krediyi niçin kullandığınızı belirlerseniz birçok kredi kullanan kişiye göre avantajlı duruma geçersiniz.

2-Acele Etmeyin Araştırın
Krediye gerçekten ihtiyaç duyduğunuzu belirleyip iyi bir plan yaptıktan sonra sıra krediyi hangi bankadan almanız gerektiğine, hangi tür kredinin size daha uygun olacağına ve hangi vadelerle kredi kullanırsanız karlı çıkacağınıza geliyor. Bu da hiç kolay olmayan ve zorlu bir süreç. Bunun için de ciddi bir araştırma şart. Çünkü aceleyle alınan ve sizin içinde olmadığınız bir kredi size ileriki dönemlerde sorun yaratabilir.

Birçok tüketici kredi başvurusu yaparken yalnızca çalıştığı bankaya başvuruyor. Bu davranışın nedeni tüketicinin “Beni ancak benim bankam tanır ve kredi verir” diye düşünmesi. Banka banka dolaşmak istemeyen tüketici doğal olarak araştırma da yapmıyor. Bunun sonucunda tüketici bazen kredi alamamak bazen de geç kredi almak da ve maalesef daha yüksek faiz ödemekle karşı karşıya kalabiliyor. Oysa Internet üzerinden yapılan araştırmalar bu problemlere çözüm sunuyor. Üstelik bu tür sitelere girmenin ekstra bir maliyeti de bulunmuyor.

3-Uzmanlardan Destek Alın
Kredi kullanmaya karar verdikten sonra yaptığınız araştırmanın ardından mutlaka bir uzmandan destek alın. Uzman seçiminde ise uzmanın tarafsız olmasına ve sizi birkaç bankaya yönlendirmesine izin vermeyin. Bu konuda ön bir araştırma yaptığınızı destek alacağınız uzmana hissettirin ve sizin için uygun olan vade, banka ve kredi türüne dair alternatifli seçenekler sunun. Uzmandan da sizin için benzer bir çalışma yapmasını isteyin. Prensipte çalışabileceğinize inandığınız bankaların sözleşmelerini mutlaka krediyi kullanmadan birkaç gün önce temin edin. Uzmanlar sözleşmeler için en az bir haftalık sürenin gerektiğini dile getiriyor.

4-Cezalı Kredilerden Uzak Durun
Sözleşmede erken ödeme seçeneği bulunan kredilerde çoğu kez yatırımcının kredi çektiği bankaya kredi bitene kadar mahkum olmasını gerektirir. Böyle bir zorunluluk yaşamamak için pazarlığınızı baştan yapın ve sözleşmeye erken ödeme maddesini koydurmayın. Çünkü işleriniz tahmininizden daha iyi gidebilir ve kredi taksitlerinizi hızlıca ödeyebilirsiniz. Ama sözleşmenizde peşin ödeme cezası hükmü bulunuyorsa krediniz size toplam meblağsından daha yüksek bir tutara mal olacaktır. Oysa çoğu banka karşılıklı yapılan görüşmelerde sizin istemediğiniz maddeleri sözleşmeye koymayabilir.

5-Yıllık Maliyet Oranlarını Dikkate Alın
Kredi kullanırken yapılan en büyük hatalardan bir de yıllık maliyet oranlarının baz alınmaması. Birçok tüketici yalnızca bankaların reklam olarak ilan ettiği faiz oranlarını karşılaştırarak karar veriyor. Gizli masrafların nasıl hesaba katacağını bilmiyor. Oysa masraflar dahil faiz oranı bütün gizli masrafları da hesaba katarak hesaplanıyor. Bu nedenle kredi kullandırma ücreti, ekspertiz ücreti, dosya parası, istihbarat ücreti, avukat masrafı, sigortalar ve vergiler gibi birçok gizli masraf ilan edilen faiz oranına dahil edilmeli. Üstelik işin karmaşık yanı bu masrafların bazıları her ay, bazıları bir defa kredi miktarı üzerinden yüzde olarak, bazıları da bir defaya mahsus kredi miktarından bağımsız sabit ücret olarak tahsil ediliyor. Tüm bu masraflar kredi kullanan tüketicinin baştan kazançlı çıkmasının önemli ayağını oluşturuyor.

6-Çok Uzun Vadeleri Tercih Etmeyin
Kredi seçiminde vadeler de önemli. Vadesi çok uzun olan krediler her zaman için kredi kullanan kişiye artı faiz maliyeti çıkarır. Uzmanlar YTL endeksli ihtiyaç kredisinde 15-18 ay, oto kredisinde 27-28 ay ve konut kredisinde 72-84 aylık vadelerin aşılmamasını tavsiye ediyor. Aksi taktirde daha uzun vadelerin yatırımcıya zarar ettireceği belirtiliyor.

7-Balon Ödemeden Kaçının
Araç kredilerinde sıkça kullanılan son dönemlerde ise konut kredilerinde dile getirilmeye başlanan son kredi taksitinin yüklü olmasına dayalı balon ödeme şekli ise uzmanlar, tarafından çoğu kez riskli ürünler olarak gösteriliyor. Balon ödeme şeklini tercih edecek tüketicilerin özellikle yüklü ödeme gerçekleştireceği aya yönelik karşılığında beklediği bir paranın olması gerekiyor. Aksi durumda ise yeni ödeme planında balon ödemenin daha fazla faiz yükü ile kredi kullanana maliyet oluşturacağı söyleniyor. Araç kredilerinde de aracını sürekli yenilemek isteyen kredi kullanıcısı için balon ödeme araca kiralama fiyatının daha altında binme opsiyonu ve faydası sağlıyor. Ancak uzun dönemli krediler için aynı şeyi söylemek mümkün değil.Balon ödemeler için verilen optimum süre ise 36 ay olarak karşımıza çıkıyor.

8-Sabit Ödeme Seçeneğini Seçin
Kredi ödeme seçeneğinde sabit ödemeli krediler her zaman yatırımcının ne ödeyeceğini bilmesi açısından önemli. Özellikle de belirsizlik ortamlarında kredi kullanıcısının sabit taksitli kredi seçeneğini tercih etmesi avantaj yaratır. Beklentilerin daha iyimser olduğu dönemlerde ise sabit ödemeli seçeneklerden değişken seçeneklere geçiş imkanı yaratılabilir. Ama bunun için cezalı kredi kullanmamak ve pazarlığın iyi yapılması şart.

9-Döviz Geliriniz Yoksa Döviz Kredisi Kullanmayın
Kredi kullanırken yapılması gereken bir diğer unsur ise çekilen kredi türünün hangi para cinsi ile ödeneceğidir. Çoğu kez döviz kredilerinde düşük faiz oranları cazip görünür. Oysa döviz geliri olmayan tüketiciler döviz kredisi kullanarak birçok riski de satın almış olur. Öngörülmeyen riskler kur riski ve zaman içerisinde kurun değişmesi durumunda ödemek zorunda kalınacak BSMV ve KKDF farkıdır.

10-Kredi Bitene Kadar Takibe Devam Edin
İşin son kısmı ise kredi kullandıktan sonraki kısmıdır. Artık krediyi aldım ve bundan sonra bana düşen ödemelerimi düzenli olarak yapmak diyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü kredi almak kadar kredi bitimine kadar yapacağınız takipte maliyetlerinizi aşağıya çekmek konusunda size ekstra fırsatlar yaratabilir. Bunun için sürekli olarak faiz oranlarını ve ülkenin ekonomik durumunu takip etmek gerekiyor. Bu şekilde davranarak oluşan yeni fırsatları yakalamak ve daha düşük maliyetle borçlanmak mümkün.

Kaynak: TekBorsa Dergisi

Tamda İşmi Kuracaktınız, Durumunuzu Gözden Geçirin

Bugün Temmuzun 20 si yıllardan 2009.

Emekklilik yaklaştı, üç beş kuruş biriktirdiniz. Kel kötü bir dükkan açar ufaktan işime bakarım diyorsunuz. Hatta hesaplı bir dükkan varsa dükkanı satın bile alabilirim diye içişnizden geçirmektesiniz. Nasılsa ev vaktiyle alındı artık cepte , araba desen artık evdeki koltuk takımı kadar yadsınmış yokluğu düşünülemez bile.

Bu durum size tam uymadı ise o zaman bir yakınınız size bir iş öneriyor. Abi sen masa başı adamısın çok bilmiyorsun ama piyasada çok iş var diyor. Sen kontrolünü yap işi ben çeviririm diyor. Niye diyor bir fikri var içini heyecan sarmış ama parası yok. Para sizde yıllarca ince işçilik yapıp biriktirdiniz. Dışardan zengin görünüyorsunuz oysa sizi ikna etmeye çalışan bu yakınızda en az sizin kadar kazandı aylık fakat sizin gibi sakin hesaplı olamayınca biriktiremedi.

Şimdi gün karıncanın , cırcır böceğinin günü değil.

Elde para var. Bir şeyler de yapmak istiyorsunuz. İş kurmaya hazırsınız fakat hiç bilginiz yok.

Dışardan bakınca dükkanlar işliyor gibi işlemiyorlarsa neden açık kalıyorlar ? Sakın aldanmayın bir dükkan hiç bir şey kazanmadan hatta işletmecisini sürekli borca sokarak bile 3 - 5 yıl pekala açık kalabilir. Hiç aldatmasın sizi. Herkesin bir hesabı vardır akıllıca veya aptalca !

Dükkanın açık kalması düzgün görünmesi kazanıp durmasına delalet değil. Kapısında durup bekleyin o dükkana sıcak para nasıl giriyor onu analiz edin kabaca masrafını hesaplayın.

Çoğu hesabın içinden çıkamazsınız. O dükkanlar nasıl oluyorda ayakta kalıyor sahibi bile bir çırpıda söyleyemez bazen.

Tacirlik bir takım sihirbazlıkları biliyor olmanızı gerektirir. Simit satmak bile böyledir. Eski simitci yeni başlayandan çok satar. Satamayacağı günü önceden hisseder tedbirini alır. Satacağı gün içine doğar iki katı simit alır tepsisine.

Bu kadar lafı kelam ettik ama belki de eski toprak bir masa maşı elemanı değilsiniz. 25 yaşında cebine parayı bulmuş bir zıpkınsınız. Bıraksak aya gider hatta bir de geri dönersiniz.

Gençsiniz iş kurmak istiyorsunuz. Önceden tecrübeniz yok. Sizin için de aynı sihirbazlıkları bilme zorunluğu var. Hatta yüksek devrinizden dolayı yoldan çıkıverme ihtimali daha da fazla sizin için.

Ama bir de şunu söyleyeyim. Ben 20 yaşı en mükemmel yaş olarak görürüm. Daha 15 yaşımda başlamıştım 20 olayım ve orada kalayım demeye. Gerçektenten de 20 yaşımı en yüksek devir sayısı ile geçtim.

O yaşımda 3 adet ticari iş yaptım. Hepsinden de kazandım. Bu sayede harika bir gençlik yaşadım. Kazanıp yedim hiç o yıllardan kalan yatırımım yok. İş yapmasına yaptım da şimdi bakınca 3 adet batış yaşamalıymışım diyorum. Tamamen kelle koltukta yapılan işler. Şanlıymışım. Hem de çok şanlıymışım. Bu yüzden genç kişinin de yukarıda sözü geçen sihirbazlıkları bilmesi yada öğrenip öyle iş kurması gerekiyor. Yoksa gider paracıklar.

Şimdi bu kadar kelamı siz iş kurun diye mi söyledim. Sakın ha !

Babadan kalan bir işiniz mi var devam edin, zaten dükkan açık mı devam edin, uzun süredir hazırlanıyorsunuz, tek başlına ya da üç beş arkadaş iş yapacaksınız, hesabı kitabı güzelce yaptınız, pazar belli mal belli, sermayeniz yeterde artar bile devam edin.

Fakat ürkek ürkek bir işler yapsam ama ne yapsam diyip duruyorsanız biriktirdiğiniz elinizde tuttuğunuz o üç beş kuruşa gidin altın alın.

Emekli iseniz evde hobiler bulup onlarla uğraşın, gençseniz altını aldıktan sonra sola sağa özgeçmiş (CV demek) (ingiliziz ya, özgeçmiş kelimesini bilmeyiz parantez içinde belirtmek gerek!) bırakın iş bulun az çok çalışın kafanız bozulursa ayrılıp yanisine girersiniz para cepte nasılsa.

Paranızı sağlama alıp keyfinize bakın. Altın bugün kaç liraymış ona bile bakmayın. Altın size kazandırdığı gün kalbiniz ısınır içinizi ılık bir ferahlık kaplar. Rakamları bilmesenizde çok sağlam bir iş yapmış olduğunuzu otomatikman hissedersiniz.

Bugünün tarihi belli, 10- 15 ay sonra eldeki para batıp üstüne bir o kadarda borçlanılmış ve yanına bir sürü kötü anı ile bozuk arkadaşlıklar ileve edilmiş olabilir.

Ya da parayı altına bağlayıp değer kaybını önlemiş hatta değerine değer katmış borçsuz bir çoğalmış alım gücünün mutluluğunu yaşıyor olacaksınız.

Durum muallak olduğu halde genede parayı bir ticaret işine yatıracaksanız altını bugünkü değerini bir yere not edin paraları kaybettiğinizi anladığınız gün altının değerine tekrar bakın.

İnşallah ben yanılmışımdır. Ama 25 yıldır beni hiç yanıltmadı. Ortaokulda olduğum günlerden beri bu hep böyle oldu. Şimdi de aynı şartlar var. İşi az bilen yatırımcının batmayacağı tek yatırım aracı bugün gene altın. 2 develüasyon yemiş kadar bir artış olacak. Ne kadar sürece ? El cevap ; Ticaretle kazanamayacağınız kadar bir sürede . . . .

(Babadan kalma sağlam bir işiniz yoksa eğer.)

Güzelce düşünün.

aKIN SELÇUK

Cuma, Mayıs 22, 2009

İŞTE ÇOK KAZANDIRAN 1O MESLEK!

İŞTE ÇOK KAZANDIRAN 1O MESLEK!

Bilişim sektöründe hangi alanda uzmanlaşacağınız konusunda kararsız mı kaldınız? Bilgi teknolojilerinde kazancına göre en revaçta olan 10 meslek şu şekilde sıralanıyor;

Bilgi Teknolojileri (BT) sektöründe çalışmak şüphesiz birçok kişinin hayali. Peki prestij sahibi ve her yönden getirisi yüksek olan bu sektörün en iyi maaş sağlayan meslekleri neler? 2008 Robert Half Technology Maaş Rehberi, geçtiğimiz yıla oranla maaşlarında en fazla artış gözlenen meslekleri sıralıyor:
1. Uygulama Geliştirme Şefi (Lead Applications Developer)

Yazılım geliştirme ekiplerini uygulamaların tasarım, yapım, kodlama, test ve ayıklama aşamalarında yöneten bu meslek grubuna dahil olmak için 4 yıllık bilgisayarla ilgili bir bölümden mezun olmak ve 3 ila 5 yıl arası sektör tecrübesi gerekiyor.

:: Geçtiğimiz yıla göre %7,6 artış gösteren maaşları ise yıllık 80.250 USD - 108.000 USD arasında değişiyor.

2. Uygulama Mimarı (Applications Architect)

Uygulamalar için arayüz ve altyapı gibi bileşenler tasarlayan ve istenen tasarım standartlarıyla uyumluluğu sağlayan bu kişilerin, dört yıllık bilgisayar veya bilgi sistemleri bölümünü bitirmeleri gerekiyor. Master derecesinin tercih sebebi olduğu meslekte ayrıca en az sekiz yıllık benzer iş tecrübesi arıyor.

:: Bu yıl %7,5 artış gösteren uygulama mimarlığının maaş aralığı ise 87.250 USD - 120.000 USD.

3. Mesajlaşma Yöneticisi (Messaging Administrator)

E-posta ve grup sistemlerini kontrol eden meslek sahipleri, birleşik sunucular, işletim sistemleri, yedekleme ve kurtarma programları ve sistem problemlerinin çözülmesinden sorumlu. Bilgisayar bilimi, bilgisayar bilgi sistemleri ve benzeri alanlarda dört yıllık okul mezuniyeti gerektiren mesajlaşma yöneticiliğine yükselmek için aynı işverenle 3 yıl kadar mesajlaşma sistemlerinde çalışmış olmak gerekiyor.

:: %7,5 artış gösteren maaşlar 87.250 USD - 120.000 USD aralığında.

4. Veri modelisti (Data Modeler)

Organizasyon ile ilgili veri gereksinimlerini analiz edip veri akışı için modeller üreten veri modelistleri, bilgisayar, bilgi teknolojileri veya matematik bölümlerinden birinden mezun ve veri yönetiminde birkaç yıllık tecrübeye sahip.

:: Geçtiğimiz yıla oranla %7 artan maaşları ise 74.250 USD ila 102.000 USD arasında değişiyor.

5. Ağ Yöneticisi (Network Manager)

Şirketlerin ağ teknolojilerinin günlük işlem ve bakımlarını yöneten meslek sahipleri, ağ mühendisleri, mimarları ve diğer ekip üyeleriyle birlikte çalışıyor. Ancak ağ yöneticisi olmak için uzun yıllar bu uğurda çalışmak gerekiyor: 10 yıl veya üzerinde ağ ile ilgili mesleklerde tecrübe ve birkaç yıl da teknik personel yönetimi tecrübesi.

:: %7 artıştaki maaşları 74.500 USD - 98.500 USD aralığında.

Listenin ikinci yarısında ise, 86.750 USD - 114.750 USD maaş aralığındaki kıdemli bilgi teknolojileri denetçisi (Senior IT Auditor) başı çekiyor. Onu takip eden kıdemli web geliştiricisinin (Senior Web Developer) maaş aralığı ise 76.250 USD - 108.250.

İş zekası analistleri (Business Intelligence Analyst), 78.250 USD ila 108.250 USD maaşları ve geçen yıla oranla %6,6 artışları ile listenin sekizinci sırasında yer alırken, diplomanın yanı sıra sabır ve güler yüz de gerektiren ikinci kademe yardım masası (Help Desk Tier 2) çalışanları, 35.750 USD ila 46.250 USD aralığında maaşa tabiler. Listenin en sonunda, 59.250 USD - 82.250 USD aralığında maaşları ve %6,4 maaş artışları ile ekip danışmanları (Staff Consultant) bulunuyor.

6- Bilgi teknolojileri denetçisi (Senior IT Auditor)
KAZANCI: 86.750 USD - 114.750 USD arası

7-Web geliştiricisi(Senior Web Developer)
KAZANCI: 76.250 USD - 108.250 USD arası.

8-İş zekası analistleri (Business Intelligence Analyst)
KAZANCI: 78.250 USD ila 108.250 USD arası...

9- İkinci kademe yardım masası (Help Desk Tier 2)
KAZANCI: 35.750 USD ila 46.250 USD aralığında...

10-Ekip danışmanları (Staff Consultant)
KAZANCI: 59.250 USD - 82.250 USD aralığında...

Not: Bu ücretlendirmelerin ve gereksinimlerin yurt dışına göre hazırlandığını, verilen rakamların yıllık maaşları temsil ettiğini hatırlatırız.

Cumartesi, Mayıs 09, 2009

İYİ BİR YÖNETİCİ OLABİLİRSİNİZ , AMA İYİ BİR LİDER ?

İYİ BİR YÖNETİCİ OLABİLİRSİNİZ , AMA İYİ BİR LİDER ?

Dünyaca ünlü yönetici koçu, “Lead People – Manage Things” kitabının yazarı Brian Ward, liderlikle
yöneticiliğin farkını vurguluyor ve liderliğin bir pozisyon değil bir karar olduğunu savunuyor.

“Her nasılsa, rüyaları gerçeğe dönüştürmenin sırrını bilen bir insanın ulaşamayacağı bir yükseklik olduğuna inanmıyorum. Bence bu özel sır, dört kelimeyle özetlenebilir: merak, güven, cesaret ve süreklilik. Bunların içinde en önemlisi güvendir. Eğer bir şeye inanıyorsanız ona tamamen inanın; açıkça ve sorgusuzca.” Walt Disney

Rosa artık bu haksızlığa katlanmak istemiyordu. Yerini vermeyi reddetti ve tutuklandı. Bu olay manşetlere taşındı, oradan da Dr. Martin luther King’e. Gerisini tarih anlatıyor. Rosa, ölünceye kadar zencilerin, özellikle de gençlerin adil, eşitlikçi ve daha iyi bir dünyada yaşamaları için çalıştı.

Rosa odak noktasını, tutkusunu asla kaybetmedi.

Sizin tutkunuz ne?
Peki sizin tutkunuz ne?

Herkes lider olmaz. Lider olmaya karar veren herkesin de bir yönetici olması gerekmez. Bu fikir yönetim kademelerindeki birçok kişi için kafa karıştırıçı olabilir ancak tanıdığım tüm liderler bunun ne anlama geldiğini hemen anlayacaktır. Eğer bu fikir aklınızı karıştırıyorsa, belki de liderlik ve yöneticilik arasındaki farkları keyşfedip öğrenme zamanınız gelmiştir.

Liderlik bir pozisyon değil, bir karardır.

Liderler, takip eden kiyileri çeken bir odak noktası sağlar. Ben buna çekim yasısı adını veriyorum. Büyük kitleleri peşinden sürükleyen Gandi, Kennedy, Mandela gibi liderleri düşünün. Bunun aynısını iş dünyasında da görmek mümkündür. Disney, Walyton ve Welch gibi lider iş adamlarının hepsi ne yaratmak istediğini biliyordu. Artık zamanı gelmiş büyük fikirleri vardı. İnsanları çektiler çünkü onlara anlam ve umut sunuyorlardı. Ayrıca başarmaya çalıştıklara şeye karşı sorgulamanaz ve kesin bir inançları vardı.

Lider olmak istiyor musunuz?

Şu an bir yönetici olabilirsiniz ama bu pozisyona atanmış olmanız sizin bir lider niteliklerine sahip olduğunuzu göstermez. Bunun için büyük bir fikrimizin ve bu fikre çekilen takipçileriniz olması gerekir. Bu yüzden eğer lider olmak istiyorsanız işe, kendinize ne yaratmak istediğinizi sorarak başlayın. “Eğer kesinlikle ama kesinlikle başarısız olmayacağımı bilsem ne başarmak isterdim?” diye sorun kendinize.

Yıllık bütçeyi tutturmak bu sorunun yanıtı olamaz.

Örneğin, Wal Mart’ın ilk günlerinde Sam Walton Amerika’nın küçük kasabalarınra 1 numara olacak bir ucuzluk marketi yaratmak istediğini biliyordu. Jack Welch’in aklında General Electric’in faaliyet gösterdiği her sektörde ya 1. ya da 2. olması vardı. Walt Disney ise sadece “insanları mutlu etmek” istiyordu.

Bu açıkça belirtilmiş hedeflerin özellikleri son derece açık. Bunlar:

• Basit...
• Gerçekleştirmesi zor...
• Sonuçlar

Bu liderler çok kesin konuşmaktan kaçındılar çünkü kendilerine ve takipçilerine yaratıcılık için birçok boş alan bırakmak istediler. Ancak amaçları çok netti. Onlar, çok kesin veya kısıtlayıcı olmaksızın net bir hedefe sahip olunabileceğini gösterdiler.

Onlar, kendilerini izleyenlerin de lider olması gerektiğini biliyordu. Çünkü onların da etrafındaki insanlar için bir çekim noktası olması gerekiyordu; böylece tüm bu olay “bulaşıcı” hale gelecekti.

İnsanlara liderlik edin...

Bazı yöneticiler içlerindeki lideri serbest bırakmaktan korkar. Bunun nedeni çoğunlukla kendi tutkularını,
kendi odak noktalarını henüz bulmamış olmalarıdır. Kendilerini tehdit edilmiş ve güvensiz hissederler ve
sert davranışlarla bunu gizlemeye çalışırlar.

Onlar insanları idare etmeye çalışır, tıpkı eşyalara yaptıkları gibi.

“İnsanlar bizim en değerli varlğımızdır” sözünü yanlış anlayarak insanlara gerçekten de nesne gibi davranırlar. Dirençle karşılaştıklarında da sert tekniklerine başvururlar. Sonuç, üzücü ve acınası bir durumdur; düşük moral, düşük enerji ve isteksizlik.

Diğer yandan liderler, sahip oldukları en büyük varlığın insanlarla ilişkileri olduğunu bilir.

Kararı vermeye hazır mısınız? Şu anda tabii ki güvenli yolu, yönetici olmayı da seçebilirsiniz. Karar sizin. Bir lider değil de bir yönetici olmanın da kendine göre sonuçları olacaktır. Kathrine Hathaway bunu şöyle ifade eder:

Eğer sonuçlarından kormanız, sizi derin içgüdünüzü takip etmekten alı koyuyorsa, yaşamınız güvenli, çıkarlara uygun ve önemsiz olacaktır.

Walt disney’in de dediği gibi, lider olmak merak, cesaret, süreklilik ve hepsinden önemlisi güven gerektirir. Lider olma kararını verip içinizdeki liderleri serbest bırakmaya hazır mısınız? Kendinize güveniyor musunuz?

Eğer peşinden ordular sürükleyebilen bir lider olmak istiyorsanız, işte liderlik yolunuzun başlangıcı için size yedi adım:

• Kendi özünüzü tanıyın ve yaratmak istediğiniz şeyin ne olduğunu bilin
• Anlamlı ve gerçekleştirmesi zor bir hedef seçin. Hedefinize tutkuyla bağlanın.
• Hedefinizi basit kelimelerle ifade edin.
• Ölçülebilir ya da en azından gözlemlenebilir bir sonuç olarak dile getirin
• Kendinize, bu benim sabah yataktan kalkmamı sağlayacak mı diye sorun
• Bu bazı geceleri uykusuz geçirmeme neden olacak mı? deyin.
• Bunu dünyaya duyurun ve açıkça, sorgusuzca inanın

Bu yedi adım, liderlik yolculuğunuza başlamanızı sağlayacak. Eğer bir yerde takıldıysanız da yeniden hız kazanmanıza yardımcı olacak. Unutmayın, eğer hedefinize sorgusuzca inanırsanız önünüzde hiçbir engel kalmayacaktır. İlk ve en önemli adım budur

Cumartesi, Mart 14, 2009

İyi maaş zammı almanın 5 temel yolu

İyi maaş zammı almanın 5 temel yolu
"Krizde zam mı olur?" diyenlere kulağınızı tıkayın. Maaş zamlarının en fazla merak edildiği bu dönemde pazarlık şansınızı artıracak bu ipuçları aklınızda bulunsun.


Özellikle yılın bu zamanında maaş zamları her zaman en çok merak edilen ve konuşulan konudur. İşverense bu karar sürecinde açık olmayı tercih etmez. Peki, maaş zamlarına nasıl karar veriliyor? Bu konuda kapalı kapılar ardında tutulan sırlar neler ve bunları nasıl avantaja çevirirsiniz? İşte pazarlık şansınızı artıracak beş tüyo…

1. Zam oranları düşük, performansınıza dikkat edin
Uluslararası insan kaynakları derneği WorldatWork’ün bu yıl 35’incisini gerçekleştirdiği “WorldatWork Salary Budget Survey” adlı araştırmaya göre 2008’de maaş bütçelerindeki net artış yüzde 3.9 olarak gerçekleşti. Bu oranın 2009’da da aynı kalacağı tahmin ediliyor.

Bu, maaşlardaki ortalama artışın da bu seviyelerde olacağı anlamına geliyor. WorldatWork yetkililerine göre performans değerlendirmelerinde üstte olanlar için bu oranın çıkabileceği en yüksek rakam yüzde 5. Performansı düşük çalışanlarda ise maaş artışı yüzde 2 ya da altında bir oranda gerçekleşecek.
İK danışmanlık şirketi Recruit Right’ın kurucularından ve “The HR Answer Book: An Indispensable Guide for Managers and Human Resources Professionals” adlı kitabın yazarı Rebecca Mazin, “Çoğu kişi yüzde 6 ila 8 arası artış bekliyor ancak çok az kişi bu artışları alabiliyor” diyor.

Bu bilgi, her ne kadar kayda değer bir rakama eşit olmasa da örneğin yüzde 4 gibi bir artışı sindirebilmek açısından önemli. Aynı zamanda patronunuzun size değer verdiği anlamına geliyor. Bunun üzerinde herhangi bir oran sizin performans değerlendirmelerinde üst sıralarda olduğunuz anlamına geliyor.

2. Maaş pazarlığına girmeden önce zam oranları ile ilgili bilgi toplayın
Bu gün internet gibi yaygın mecralar başta olmak üzere maaş artışları ile ilgili bilgiye ulaşmak oldukça kolay. Ancak bu patronunuzun yaşadığınız şehirde ve sizin konumunuzda çalışan birinin ortalama maaşını bildiği anlamına gelmez. Eğer bir araştırma yapar ve maaşınızın anormal derecede düşük olduğunu ortaya çıkarırsanız yıllık artışınız ile ilgili patronla konuşma zamanı geldiğinde, ya da yeni bir iş teklifi aldığınızda elinizde iyi bir pazarlık unsuru olabilir. Patron rakip şirketlerin daha çok ödediğini anladığında sizi kolaylıkla kaybedebileceğinin farkına varacaktır.

About.com-Guide to Career Planning’ten Dawn Rosenberg, “Pazarlığa oturmadan elinizde bazı veriler olmasında fayda var. En azından geçerli oranların ne olduğunu bilmelisiniz. Böylelikle en azından tuhaf biri olmadığınız ya da saçma bir istekte bulunmadığınızdan emin olursunuz” diyor.

3. Çoğu yöneticinin hafızası zayıftır. Başarılarınızı hatırlatın
Maaş artışları yıllık olarak yapılır. O yüzden tüm sene içerisinde gerçekleştirdiğiniz başarıları kaydetmek çok önemli. Sekiz ay önce gerçekleştirdiğiniz o büyük projeyi patronun kendiliğinden hatırlamasını beklemeyin. Bir hesap çizelgesi ya da e-posta dosyası yardımıyla başarılarınızın belgesini tutun. Böylelikle zamanı geldiğinde maaş artışı için elinizde önemli bir koz olacaktır.
Şirkete yaptırdığınız bir tasarruf ya da kazandırdığınız paralar ile ilgili başarılar altını çizmek için uygun olanlar. Özellikle de gerçek rakamlar varsa. Birçok çalışan için olduğu gibi eğer bu mümkün değilse, yöneticileriniz ya da iş arkadaşlarınızdan aldığınız herhangi bir övgü, müşterilerden gelen özel bir teşekkür yazısı gibi normal görevlerinizin üzerine çıkan herhangi bir durumu bir yere not etmeyi unutmayın.

4. Maaş artışının her zaman yöneticinizin elinde olmadığını göz ardı etmeyin
Bir şirketteki tüm çalışanlar için maaş artışları ile ilgili kararlar çoğu zaman üst yönetim kademelerinde alınıyor. O yüzden de her ne kadar yukarıdaki tüyoların hepsini yerine getirseniz de yöneticinizin maaş artışınızda rolü minimum olacaktır. Mazin, son zamanlarda danışmanlık yaptığı bir sivil toplum kuruluşunda yönetim kurulunun istisnasız her çalışana aynı maaş zammının yapıldığını söylüyor.
Bu durumda yapabileceğiniz çok fazla şey yok ancak eğer bu durum sizi tatmin etmiyorsa belki de yeni bir iş aramanın zamanı gelmiş olabilir.

5. İstifa kozunu kullanın ancak çok riskli olduğunu unutmayın
Eğer çok iyi bir maaş zammı alacağınızı umduysanız ya da zam oranından tatmin olmadıysanız, yeni bir iş aramaya başlayabilirsiniz. Çoğu insan için kariyerleri boyunca aldıkları en iyi maaş artışı iş değiştirirken ya da boşuna umutlandırsa da iyi bir iş teklifi aldıklarında meydana gelir.

Bazen yeni iş teklifinizden mevcut patronunuza bahsetmek iyi bir pazarlık unsuru olabilir. Sizi ellerinde tutmak için aldığınız tekliftekiyle aynı maaşı vermek isteyebilirler. Mazin’e göre bu her zaman böyle olmuyor. O yüzden de geri tepecek bir plan yapmayın. İstifa kozunu kullanmadan önce bu yeni işi çok istediğinizden ve bunun için mevcut işinizden rahatlıkla ayrılabileceğinizden iyice emin olun. Mazin, “Eğer bunu yapayı kafaya koyduysanız doğru nedenlerle yapın” diyor.

Yahoo! HotJobs

Çarşamba, Ocak 14, 2009

İş Görüşmesine Çağrılmıyorsanız. . .


Her gün yüzlerce özgeçmiş şirketlere yağıyor. Özensiz, düzensiz hazırlanmış pek çok özgeçmiş… Sonrasında ise adayların gerçekten iş arayıp aramadıklarını düşünüyorsunuz. Adaylar da dertleniyor ve neden kimsenin onları arayıp sormadıklarını düşünüyor.

Bir özgeçmiş, işvereni sizinle görüşmeye ikna etmeli. Özgeçmiş yazmanın temel hedefi budur. Sizi tanıtan en önemli dokümanınız özgeçmişinizdir. Bunu profesyonelce hazırlamak ciddi bir zaman ve çaba gerektirir. Bu çabayı göstermekte zorlananların aşağıdaki üç konuya göz atmasında fayda var:

1. Boş özgeçmiş örnekleri var mı?
Boş özgeçmiş örneği, sizi sadece diğer adaylarla aynı kefeye koyar. Şablonlara bilgi doldurmak onu etkin yapmaz, sadece birbirine benzeyen özgeçmiş havuzuna sizi atar. Hepsi bu. Özgeçmiş yazmayı maalesef okullarda da öğrenmiyoruz. Üstelik bunu yazmak farklı yetenekler gerektiriyor. Bu yüzden özgeçmiş yazmakta zorlananlar mutlaka profesyonel destek almalılar. Eğer bir özgeçmiş yazmak için profesyonel hizmete gerekmez diyorsanız, bu düşünceniz doğrultusunda da bir ilerleme kaydetmeniz elbette olası. En azından profesyonel hayatın içinde olan dostlarınızdan, tanıdıklarınızdan destek alarak, onların bilgi ve tecrübelerinden yararlanmak daha etkin bir metin hazırlamanızı sağlayacaktır.


2. En can alıcı noktası neresi?
Bir özgeçmişin en can alıcı noktası sayfanın ilk üst yarısıdır. İnsan gözü ilk önce bu kısma bakıyor. Dolayısıyla buraya yazmanız gereken bilgiler sizin güçlü olduğunuz yanlarınızı bir bakışta anlamayı sağlayacak nitelikte olursa, özgeçmişinizin çöpe gitme olasılığını da azaltmış olursunuz.

Özgeçmiş hazırlamak neden özen ister? Çünkü başarılı bir tanıtım insanın kendi kariyer hikâyesini bulmasıyla ve onu önce yazılı sonra da sözlü ifade edebilmesiyle mümkün. Bunu yaparken de iş tanımınızdan ziyade, başarılarınızı öne çıkartmanız vurucu bir özgeçmiş yaratmanızı sağlar.

3. Kaç sayfa olmalı?
Yeni mezunların ve fazla tecrübesi olmayanların hazırlayacağı özgeçmiş mutlaka bir sayfa olmalı. İki-üç sayfa özgeçmiş okumaya yöneticilerin zamanı olmadığı gibi, bir sayfaya sığacak bilgileri 2-3 sayfada anlatmak kişinin kendini ifade etme güçlüğü olduğu izlenimini de yaratıyor. İki sayfa olanlar daha deneyimli profesyoneller için uygundur.

İş başvurusu yapanların özgeçmişlerini hazırlarken formata hiç önem vermediklerini sıklıkla görüyoruz. Her adayın yaratıcı bir özgeçmiş hazırlamasına gerek yok; ama her iş başvurusunda bulunan kişinin bilgiyi derli toplu bir şekilde organize edebilmesi şart. Teknolojinin hayatımızı bu kadar hızlandırdığı, hepimizin iş hacminin yüksek olduğu, zamanımızın kısıtlı olduğu bu yüzyılda hiçbir yönetici 10 saniyeden fazla bakmayacaktır, özgeçmişinizde istenen nitelikler var mı diye...

İş bulmak zor bir süreç. Zaman ve sabır gerektiriyor. Kendimizi tanımayı ve tanıtabilmeyi gerektiriyor. Biraz da şansımızın yaver gitmesini... En önemlisi, yapabileceğimizin en iyisini yapıp, çabamızın sonuç göstermesi için azimle hedefimize doğru ilerleme kararlılığına sahip olmak...

Bu konuda sıkıntı çekenler ya da kafasına soru takılan arkadaşlar, özgeçmişlerini 23 Ocak 2009’a kadar fatmanur@kariyeryolculugu.com adresine yollayabilir. İlk 5 kişinin özgeçmişinin düzenlenmesinde yardımcı olacağım.


Fatmanur Erdoğan www.kariyeryolculugu.com