Perşembe, Ocak 26, 2006

GENÇ BİR İŞADAMINA İLK KAYNAK...Emre Yılmaz

"Genç işadamı; başarı grafiğin, dört büyük engeli aşmakla doğru orantılıdır.
1. Allah 2. Kanunlar. 3. Başkaları 4. Vicdanın. Allah Allah'ı aşmak bugün hemen herkesin becerebildiği bir marifettir. Seni bir çift gözün hep takip ettiğine, her yaptığını görüp yargıladığına ve ölünce seni cezalandırabileceğine içtenlikle inanıyorsan, derhal ya bir tekkeye ya da bir manastra kapan. Dua et. Aşkla çoş... Kanunlar bu engeli aşmak biraz daha zordur. Kanunları kim koymuş? Anadolu'nun Azizleri, Yunuslar mı? Hayır senin benim gibi akıllı işadamları. Niye koymuşlar? Bizi deli azizlerden korumak için. Mülkiyet Hakkı Allah'ın bir karış toprağına "benim" diyebilme hakkı. O topraktan kurdu, kuşu, çalı-çırpısıyla tüm doğayı ve insanları söküp atabilme hakkı. Mülkiyet hakkı. Bundan büyük saçmalık olur mu? Başkaları Sıradaki üçüncü engelimiz için Sartre "cehennem başkalarıdır" demiş. Her büyüyen işadamı için "O hırsızdır" derler. "Bu kadar para alınteri ile kazanılır mı?" derler. Pazardan alışveriş eden teyzeler, taksi şoförleri, kütüphane memurları, edebiyat öğretmenleri, o halim selim saflar haklıdırlar. Birgün o aptalca ve basma kalıp sözlerinin doğru, yüksek ve felsefi olduğunu anlarlarsa ortalık karışır. "Ayıp ayıp" Başkaları hep böyle der. Vicdan Vicdan; bütün bu engelleri geçeceğini bilen filozofların senin önüne koyacakları en büyük manidir. Okyanusları aşar gelirsin, buna takılırsın. Psikiyatristlere "düşersin". Hint felsefelerine sarılırsın. Uzak yerlere seyahat edersin. Okullar, hastaneler, camiler yaptırırsın. Olmaz. Olmaz. Olmaz. Ama Korkma, sebat et. Zamanla vicdanını da, vatan-millet için çalışan hayırlı bir evlat olduğun masalı ile kandırırsın. "Bu kadar adam çalıştırıyorum. Hepsi benden ekmek yiyor. İhracat yapıyorum. Memlekette araba lastiği yoktu, şimdi taa Amerikalara kadar satıyorum." İşadamının ağzından bu nakaratlar düşmez. Aslında ikna etmeye çalıştığı kendi vicdanıdır. Vicdan. O başkalarının göremediğini gören, yüreğindeki bir çift göz. O lanet olası gözler. Sadık bir köpek gibi sana yumuşak yumuşak bakan gözler. Ruhunu sattığın gün vicdanını da sattığını zannetme. Ruh satılır. Vicdanını ise yavaş yavaş boğmalısın. Bir köpek yavrusunu boğar gibi. Boğulur da it oğlu it merak etme. "Benim vicdanım rahat." Öyle mi ? Tamam genç dostum; artık senin için yapılacak bir şey yok. Gel yolumuza devam edelim." EMRE YILMAZ "Genç Bir İşadamına" İlkkaynak Yay. Haziran 2001. KATILANLAR İÇİN DEĞİŞİK BİR BAKIŞ AÇISI OLUR DİLEKLERİMLE...

Cumartesi, Ocak 21, 2006

NIETZSCHE'den MEKTUP

Nietzsche'den mektup
Oyle bir hayat yasiyorum ki,
Cenneti de gordum, cehennemi de
Oyle bir ask yasadim ki
Tutkuyu da gordum, pes etmeyi de
Bazilari seyrederken hayati en onden
Kendime bir sahne buldum oynadim
Oyle bir rol vermisler ki
Okudum okudum anlamadim.
Kendi kendime konustum bazen evimde
Hem kizdim hem guldum halime
Sonra dedim ki "soz ver kendine"
Denizleri seviyorsan, dalgalari da seveceksin
Sevilmek istiyorsan, once sevmeyi bileceksin
Ucmayi seviyorsan, dusmeyi de bileceksin
Korkarak yasiyorsan, yalnizca hayati seyredersin
Oyle bir hayat yasadim ki, son yolculuklari erken tanidim
Oyle cok degerliymis ki zaman
Hep acele etmem bundandi
Anladim...